Bu yüzden bir yandan dolunaya bakarken bir yandan da korkarız. Peki bu efsanenin hiçbir gerçek temeli yok mu, içi olduğu gibi boş mu? ABD’li bilim yazarı Rebecca Boyle’un yeni kitabına göre, dolunayda “delirmek” boş bir iddia değil. Dolunay ile akıl sağlığı arasındaki bağlantılara yer veren çalışmaları inceleyen Boyle, “1990’larda yapılan bir anket, akıl sağlığı pratisyenlerinin yüzde 81’inin tuhaf davranışlar ile dolunay arasında ilişki olduğunu gözlemlediğini bildirmiş” dedi.
‘Uyumakta zorlanırız’
Boyle, çoğumuzun dolunayda zor uyuduğunu söylüyor. Dolunayda uykusuzluğun etkisiyle de çok hızlı araba kullanmak, bağırıp çağırıp, onunla bununla kavga etmek gibi agresif davranışlar sergilediğimizi belirtiyor. Dolunay ve Yeni Ay’da anevrizma (kan damarlarının genişlemesi) patlaması olasılığının daha yüksek olduğu iddiaları da bulunuyor.
Süper güç için!..
Rebecca Boyle, siyasi bir yorumda da bulunarak “Ay’ın toprağı oksijen, silikon, alüminyum ve demir içerir. Bunların tümü rafine edilerek kullanılabilir. Bu nedenle bundan sonra Ay’daki değerlere ilk önce hangi ülke ulaşırsa süper güç de o olur” ifadelerini kullandı.